BİRARADA ENSTİTÜSÜ / ATÖLYELER

BİRARADA Derneği’nin kuruluş amaçlarından biri, “başka bir akademi” tahayyülünü inşa etmektir[1]. Dernek üyeleri statükocu akademik faaliyetlerin yürütüldüğü egemen kurumsal yapıları ve işleyişi sorgulayan akademisyenlerden oluşmaktadır. Dernek üyeleri olarak, kendi akademik anlayışlarımız ve bilim pratiklerimiz üzerine yeniden düşünerek, bilgi üretimi ve öğrenme süreçlerini kolektif olarak kurma amacını benimsiyoruz. Bu doğrultuda iç içe geçmiş ‘öğrenme süreçlerini’ ve ‘bilgi üretim süreçlerini’ oluşturan ilişki ve etkileşimleri, hiyerarşi ve bilginin metalaştırılması gibi yerleşik uygulamalardan arındırmayı kaçınılmaz görüyoruz.
“Başka bir akademi” arayışının, başka türlü bir toplum ve yeni bir yaşam mücadelesinden bağımsız tasavvur edilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu arayışı bilgi üretme mekânı ve pratikleriyle, farklı özneleşme tarzlarıyla bütün bir akademik alanı ve yaşamı başka türlü tasarlama meselesi olarak ele alıyoruz. Böylelikle, bilgi üretim ve paylaşım süreçlerinde, öznelerin farklılıklarıyla kendilerini, bilgiyle ilişkilerini ve bilgi edinme biçimlerini yeniden kurmalarına olanak sağlamayı hedefliyoruz.
Yanıtını aradığımız soruları şöyle ifade etmek mümkündür: Bilimin temel olarak doğayı, toplumu ve bireyi anlama, anlamlandırma ve dönüştürme faaliyeti olduğundan yola çıkarak, bilimsel çalışmayı bir tahakküm aracı olarak görmeden, doğayı, toplumu ve insanı araçsallaştırmadan bilgi üretim süreçlerini ve faaliyetlerini nasıl düşünebiliriz? Bu perspektiften bakarak, bilimsel faaliyetin, öğrenmenin mekânını, öznelerini ve süreçlerini nasıl inşa edebiliriz?

BİRARADA Enstitüsü, özgürleşimci eğitim pratiklerini ‘başka bir akademi’nin inşa sürecinin parçası olarak hayata geçirir. Enstitüde yürütülen öğrenme süreçleri, konuların seçiminde, çözümlenmesinde ve tartışılmasında doğa, toplum ve insanın barışçıl ilişkisi temelinde ele alan ve sorgulayan bir yaklaşım üzerine kurulur. Enstitü, bu süreçleri kurarken, bilgiyi, bilimi, eğitimi iktidar ve tahakküm aracı haline getiren, ticarileştiren, piyasaya koşullayan, araçsallaştıran her türden epistemolojik ve metodolojik yaklaşımı dışta tutar. Özgürleşimci öğrenme süreçlerinin inşa sürecinin süreklilik gösteren bir karaktere sahip olduğunu kabul etmek, özgürleşimci tahayyülü sürekli olarak geliştirmesine izin vermeyi gerektirir. Başlangıçta kabul ettiğimiz eşitlik ve özgürlük kavramlarının kolektif pratiklerimizden beslenerek değişip dönüşeceğini ve bunun yeni pratiklere yol açacağını öngörebiliriz.

Bu sayfa özgür yazılım araçlarıyla tasarlanmış ve IKONX güvencesiyle işletilmektedir.